Ateş ve Buz
tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''
25 Mart 2009 Çarşamba in alıntı, Ateş ve buz, Robert Frost
20 Mart 2009 Cuma in andy warhol, bob dylan, company, edie sedgewick

in kişisel, La alegria, Yasmin Levy
in kişisel

Fark etmedin mi yerden bana benden canlı olan her bir hücreme geçen yüce ananın tohumlarımı etrafına dökülen ve bacaklarına çoktan dolanmaya başlamış olan…senum du onlar o hayran olunan enerjinin hammaddesi ağzınıza koyamadığınız varlıkların hammaddesi beniben yaparken nasıl oluda tutuldun bana bense aciziyet gösterip sana?davetkar cümleler kurabilen ve gözlerimdeki beni görmenizi engelleyen bir dile sahibim..cesaret bende tutku ile harmanlanmış ve tehlike benimleyken yatmak zorunda kalacağın ilk kadın…sana yalvardım defalarca uzak durman icin suskunluğum enerji vampirliğine neden oldu sende sustun gülümsemeler anılarda ilerde ağlanılacak olan hatırlanması gerekenler listesine girdi..ve şimdi gidiyorum sıradan bir kadın gibi değil iki büklüm..dimdik,vedasız,gözlerimi eğip ama ağlayarak ama içerek…ben şimdi günahlarımın gözlerimin ve o tutkulu ifadelerin bedelini ödüyorum ve içiyorum ve ağlıyorum…Adı la alegria bunun levynin dediği gibi..
göremeyeceğin zaman beni masamda başım sola eğik düşünceli bir şeyler yazarken,anlatırken bir şeyler kıvılcımlarımı gözlerimdeki çakan her değişinde sana yada eserken rüzgar dönmeyişimi sırtımı esen tarafa yüzleşip kavga edişimi kendimle, o rüzgarlarda savruluşunu saçlarımın telleri; her tel acımı senin içine;ne diyeceksin düşünecek misin benim seni düşündüğümkadar yada karalayacakmısın anı olsun diye 2 satır bir şeyler tutturacakmısın her sabah yaptığının aksine bu sefer acılı bir türkü…bu, ruh haliyle rüzgara hükmeden kadın için…
Sen olmadıkça bende ucuz sıradanlığa hınc gün geçtikçe artacak.. ve bulut güneşin önünden bir milim bile kıpırdamayacak..sen yoksan hayatımda günle gece arasındaki tek fark adı olacak;mutluluk* sensiz...
*la alegria
12 Mart 2009 Perşembe in kişisel
Yüzeysellik yüzeyseldedir oysa bu taa diplerde en derinlerimde..Kanayan alyuvar ve hemoglobin ziyanı yada kabuk bağlamış acıyan bir yara ile alakası yok eğer şayet öyle olmuş olsaydı şuan şükürlerim yerini çoktan gökte yerini alacaktı gecelerce ağzımdan dökülen teşekkürlerim,minnetlerim..Oysa sadece sarfettiğim cümleleri sen anlamazsın ,söyleyemezsin,cüret edemezsin sen tanrına "ey bana kendini büyük tanıtan
halime bak da davarlığından utan" diyemezsin yemez anladın mı beni yemez..bendeki varya bendeki acıyan ağrıyan derimin altında patlayan can dolu can dolu atardamar o bir necaset senin gibi..
Kelimelerin boğaza takıldığı o gün anlamıştım her şeyi yansıtma ile ilgili..
Sözcüklerim sana karçı kılçıklar gibiydi ekmeksiz yenilen balığın boğaza düşman etkisinden farksız..
Gözler ise aynalardı ne zaman sana,senin gölgeliklerine baksam,ne zaman aynaya baksam yeşilliklerime dalsam gördüğüm hep sendin yine sendin milyon kez sen.
Bana bakma sen,istersen dengesiz de sayabilirsin kendi ölçülerine göre ama verilen her gülümsememin karşılığı sonradan yanaklarıma akan damlalardan bir haber olmadan…
Susuyorsam,aldırmıyorsam bundandır...
Anlayacağın senin sözlerin seni sehpaya götürür ben ise kanatsız da uçabilen sürüngenlere yegane örneğim karşında..Hayallerde uçup gerçekte sürünen…
Korkularım var anlatamam.Küçüğüm,çocuğum,tehlikeliyim,katagorizasyona göre lolitalıktan da hala çıkmamışım.Özlenilen,özlediğin yaşam enerjileri gizli vücudumun her bir zerresinde..İstediğin bu mu?İstediğini alınca o lanet olası sosyal çevrenin lime lime edeceği ruhum seni hiç mi acıtmayacak?Az bir düşün bencil necaset...
Aslında seninde bir suçun yok be necaset ne derdi ecnebi bu duruma ‘what will be,will be’…Sen olacaklarını yaşadın ve bana biraz geç kaldın…Bense cahil cesaretiyle bir süre bu gecikmenin ifadesizliğine dem vurdum kendi çapımda…Oysa şuanda gerçek vicdan olarak karşımda..Anlarmısın ki sen?Hoş benimki de kör göze parmak…
Dedim ya suskunluğum,aldırmazlığım,kaçırdığım bakışmalarımız hep bundan ya necaset..yoksa öyle özledimki senin siyahını..
Dert vermeyide şifa sunmayıda bilen bu eller sıkışan bu kalp kendini necasete batırıp sana sunaklar sundu anlarsan kutsanmış hiçim benim…
Lanet et içine tükür hayatın haydi sende benim gibi söyle hak etmedimi s***** dünyası be necasetim,kutsanmış hiçim..
Söyle sevgilim,ölene kadar necasetim….
11 Mart 2009 Çarşamba in kişisel

Sınırların üzerinde dansetrmenin keyfidir şuanki ruh halimin sebebi..kendimle rahatlıkla oynayabilmemin getirdiği hapislik belkide...Özgürlüğün yapmayı istediğini o anda yapmak o anda yapmak olduğunu bilen benliğim aynı bilince kendini yoketmeyi içsel bir amaç edindiğini ulaşarak yapsa beni mutlu edecek meleğimden şeytanıma bütün aidiniyetim pamuk helvası kıvamına gelecek...
Acımı aşısı keşfedilmiş bir virüs benim için gelsin otursun başköşeme.Kapıyı gösterecek uyarıcılar olduktan sonra..peyoteler var nası olsa kanımdan alveol yerine boşalan hemoglobinimin ürettiği..Hemoglobin benim için üretir amphetomin,weckominleri...Methorin olacaktır bu gidişle yatacağım ilk ve son erkek...Acı ve gözyaşı blues ve speedle gider dayanır metabolizmamın üst sınırına..Yaşamanın dibine vurduğunu hissettinya çıkmaya ne diye çalışırsın tek korkun ölümmü senin zavallı şey...korkun yapılmayı bekleyenleri erkenden kaybetmek olmalıyken...
Çocukken geçecek denilen onun için mutsuz olduğum söylenen acıların geçmesini bekleyerek aptal bir inançla yaşadım senelerce..Gerçekten inandım birşeylerin değişeceğine...Bitecekti herşey 3-5 kuruşu söke söke toplayıp cebim para görünce,bana sahip olacak arkasında unutulacağım bir adama sahip olunca,kıvrımlarım ortaya çıkıp kadınlık nedir diye anladığım zaman düzelecekti...Oysa şuan neyin değiştiğini sorgulamaya cesaretim yok herşeyin aynı yablışlıkla sürdüğünü görünce......Bir evim var ama yaşamıyorum..Bir arabam var ama yapamıyorum astral seyehat..Bir işim var ama sadece karnımı doyuruyor oysa ya ruhum..ruhum aç...beni sürekli düşünen kasıntı cesaretsiz insanlar topluluğu var günün birinde kümeslerindeki tavuklardan biri olmamı arzulayan modern çağın mağra adamları var hayatımda...Değişen ne peki düzelen??Unutmanın tek yolu var etilen tek yol uyarıcılar...Öyleki uyuşturucumu yalamak istiyorum uyuşturucumu yutmak uyuşturucu varmı kafamı gömmek derime işlesin istiyorum ,yemek içmek,çekmek,yutmak,şırınga etmek...acı sökücüler onlar,iltihap misali..Şuan diyebilirim ki bir gün gelip arkada bırakacağım şey geçici bir çaresizlik değil anladımki tüm yaşamım böyle olacak...Ve sizde sanmayınki o en dipteki acıya bir gün ulaşabileceksiniz tüm o damarınıza girenlere rağmen..Hayır tabiki hayır o özdeki ağıttır her daim kanayandır kadim,kozmik bir acıdır...
tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''
5 Mart 2009 Perşembe in alıntı
''turk milleti gariptir
her lafi kaldirmaz
ibne dersin kizar da
sikersin aldirmaz '' buda ayrı bir enstantene::Dbayıldığım..
tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''
1 Mart 2009 Pazar in kişisel


Bomboş geçiyor günlerim nefes almaya vakit bulamazken…Yanan yola oturmuş yüreğim birde içtiği yetmezmiş gibi alkol kusuyor..Yanmaya nekadar hevesli ahmaklar var…Nefret ettiğim tek bağımlılığın adı olan sigaraya bile başlasammı tereddütüne düştüysem durumum kötüdür...
Buaralar yanma istekleri kontrol altına alınamasada eskiler karşıma çıkıp beni mutlu ediyor hani ayrılıp bir türlü kopamadıklarımız kosmic mateler…Ne yapmalıyım? Fikir zerresine bile muhtacım bu konuda..Ama pişmanlıklar,gönül sızıları adı batsın hepsinin ‘canları köprüye’hani şu sırat denilen..Eğerki sular kesilirde aynı nehirlere olanca çıplaklığımla tekrar girmek zorunda kalırsam neden zorunluluk değil yeni bir nehir aramaktan yorulmak olan yanan bedenimi serinletmek için olacaktır ha Tanrı istediği için…
Bugüne kadar yaşadığım pişmanlıkları tercih eden bensem vicdanen huzur bulmayayım yok eğer yazıldığı gibi O’ysa bahsedilen öğütlenen adaletle yaşatılan haksızlığa eğilen boyunlarınlarımızı bir daha görmesi biraz zor olacaktır…Gelgelelim vicanım temiz…
Blogger + Buttermaker. XHTML Valid. Grab the RSS feed.
Converted by LiteThemes.com