You Are At The Archives for Mart 2009

25 Mart 2009 Çarşamba in , ,

Ateş ve Buz



Bazıları dünyanın sonunun ateş olduğunu söylüyor;
bazıları da buz..
Tutkuyu tattığımdan
Ateşi tercih ediyorum ben.
Ama iki kere yok olacaksa dünya,
Biliyorum nefreti yeterince
Buzlada yok olsun
Diyebilecek kadar.


Robert Frost







tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

20 Mart 2009 Cuma in , , ,

Haftanın Kutsanmışı:Edie Sedgewick






pek az insanın ismini bildiği ama modern dünyanın duayeni o aslında..Onun gibi giyiniriz onun sevdiklerini severiz,yaptıklarını yaparız ama ruhumuz duymaz bende bi haber yaşadım 17 yaşımda andy warhol hayranı olana kadar...Önceleri company aşkım ağır bastı edieyi kendi suçlarından dolayı yargıladım ama daha sonra sadece günümüzde bilerek ünlü erkeklerin peşinde davet davet gezen o kızlar aklıma geldi sustum bu kız bilmiyordu aldatıldı...
edie 20 nisanda doğdu baba taciziyle büyüdü...İstediği herşeyi alırdı alabilirdi mirasyedi olmayı fazlasıyla hak ediyordu öz babasının tacizlerine katlanarak...Hem nede olsa ailesi karun kadar zengindi..






Andy Warholla bir sergide tanıştı ve Warhol o anda ona aşık oldu,sahiplendi bırakmadı kirletmemeye çalıştı annesiyle tanıştırdı..Gelgelelim company bildiğimiz company warhol ise tipik warhol...bob dylanla haberleri çıkınca zavallı edieciğin ki aralarında birşey yoktu...Warhol bunu kirli filmlerde oynatmaya başladı..Warholu anne babasıyla tanıştırdı babası warholun eşcinselliğine neyseki korkacak birşey yokmuş bu adam tam bir ib** diyerek dem vurdu Warhol durmadı uyuşturucu alkol ile edieyi sardı...artık speedler kesmez eroin bağımlısı olmuştu...




Bu arada Bob ile arkadaş olan Edie onu company e davet etti bir filminde rol almasını sağladı...Bobla çılgın sınır tanımaz 2 sevgili olduktan sonra bob ne yapmadıki ee herhalde edieden company denen lanet yerden ayrılmasını isteyecek kadar haklıydı...Ve o çekim gününün sonunda istedi aldatıyorlar seni diye bağırdı ama Edie onlar benim arkadaşlarım diyerek ısrar ediyordu..Sonuç mu ne oldu??Edie 0 ı tuketti eski dostlarının yardımıyla rehabilitasyon merkezine gitmeyi kabul etti sarı saclarını bıraktıki eskisi gibi kumral olsun ve yine tadavi goren bir hasta ile evlendi...evlendikten 2 sene sonra bir partide uyusturucu kullandı ve uyuyakaldıktan sonra sabah gunesi nabzi atmayan koluna vurdu...öldüğünde 27 yaşındaydı tüm o güzel insanlar gibi..Warhol o gün ki röportajında şunları söyledi ''mmm Edie actually i dont know her very well''..




tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

in , ,

La Alegria...



Gecemin şarkısı; Yasmin Levy-La Alegria






















tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

in

La alegria bunun adı..





Sahiplenmeyi okudum sende zaten her şeye sahip olan sen olamadığın tek şeye açlık duyan sen beni istedin her karşılaşmamızda 1000lerce voltluk akıma kapılmış gibi;konuştun ama sözlerin sözlerin dağlanıp soğumuş çeliği ateşe koymaktan başka ne işe yaradıki?herkes gibi mi sandın?herkes gibi sevdiğimi olmayınca dönüp gittiğimi ,katlanılabilir yalanlar söylediğimi ve söylendiğinde affetmeyi bir lütuf olarak değil bir alışkanlık olarak katagorize edip sunduğumu..

Fark etmedin mi yerden bana benden canlı olan her bir hücreme geçen yüce ananın tohumlarımı etrafına dökülen ve bacaklarına çoktan dolanmaya başlamış olan…senum du onlar o hayran olunan enerjinin hammaddesi ağzınıza koyamadığınız varlıkların hammaddesi beniben yaparken nasıl oluda tutuldun bana bense aciziyet gösterip sana?davetkar cümleler kurabilen ve gözlerimdeki beni görmenizi engelleyen bir dile sahibim..cesaret bende tutku ile harmanlanmış ve tehlike benimleyken yatmak zorunda kalacağın ilk kadın…sana yalvardım defalarca uzak durman icin suskunluğum enerji vampirliğine neden oldu sende sustun gülümsemeler anılarda ilerde ağlanılacak olan hatırlanması gerekenler listesine girdi..ve şimdi gidiyorum sıradan bir kadın gibi değil iki büklüm..dimdik,vedasız,gözlerimi eğip ama ağlayarak ama içerek…ben şimdi günahlarımın gözlerimin ve o tutkulu ifadelerin bedelini ödüyorum ve içiyorum ve ağlıyorum…Adı la alegria bunun levynin dediği gibi..



göremeyeceğin zaman beni masamda başım sola eğik düşünceli bir şeyler yazarken,anlatırken bir şeyler kıvılcımlarımı gözlerimdeki çakan her değişinde sana yada eserken rüzgar dönmeyişimi sırtımı esen tarafa yüzleşip kavga edişimi kendimle, o rüzgarlarda savruluşunu saçlarımın telleri; her tel acımı senin içine;ne diyeceksin düşünecek misin benim seni düşündüğümkadar yada karalayacakmısın anı olsun diye 2 satır bir şeyler tutturacakmısın her sabah yaptığının aksine bu sefer acılı bir türkü…bu, ruh haliyle rüzgara hükmeden kadın için…

Sen olmadıkça bende ucuz sıradanlığa hınc gün geçtikçe artacak.. ve bulut güneşin önünden bir milim bile kıpırdamayacak..sen yoksan hayatımda günle gece arasındaki tek fark adı olacak;mutluluk* sensiz...

*la alegria







tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

12 Mart 2009 Perşembe in

Kutsal Hic Necaset


Kısa cümleler kurarak anlatmaya çalışmaya başlamayacağım heryüzeysel olayın elimden akmata başladığı zamanlardaki gibi..

Yüzeysellik yüzeyseldedir oysa bu taa diplerde en derinlerimde..Kanayan alyuvar ve hemoglobin ziyanı yada kabuk bağlamış acıyan bir yara ile alakası yok eğer şayet öyle olmuş olsaydı şuan şükürlerim yerini çoktan gökte yerini alacaktı gecelerce ağzımdan dökülen teşekkürlerim,minnetlerim..Oysa sadece sarfettiğim cümleleri sen anlamazsın ,söyleyemezsin,cüret edemezsin sen tanrına "ey bana kendini büyük tanıtan
halime bak da davarlığından utan" diyemezsin yemez anladın mı beni yemez..bendeki varya bendeki acıyan ağrıyan derimin altında patlayan can dolu can dolu atardamar o bir necaset senin gibi..

Kelimelerin boğaza takıldığı o gün anlamıştım her şeyi yansıtma ile ilgili..

Sözcüklerim sana karçı kılçıklar gibiydi ekmeksiz yenilen balığın boğaza düşman etkisinden farksız..

Gözler ise aynalardı ne zaman sana,senin gölgeliklerine baksam,ne zaman aynaya baksam yeşilliklerime dalsam gördüğüm hep sendin yine sendin milyon kez sen.

Bana bakma sen,istersen dengesiz de sayabilirsin kendi ölçülerine göre ama verilen her gülümsememin karşılığı sonradan yanaklarıma akan damlalardan bir haber olmadan…

Susuyorsam,aldırmıyorsam bundandır...


Bağlılıklar,sadakatler,imzalar,temelleri hiçbiri yeteri kadar kifayet sahibi değil bende,bendeki sevgi karşısında ..Dayanan tek sorumluluk 3 kuruşluk kısacık hayatımken..

Anlayacağın senin sözlerin seni sehpaya götürür ben ise kanatsız da uçabilen sürüngenlere yegane örneğim karşında..Hayallerde uçup gerçekte sürünen…

Korkularım var anlatamam.Küçüğüm,çocuğum,tehlikeliyim,katagorizasyona göre lolitalıktan da hala çıkmamışım.Özlenilen,özlediğin yaşam enerjileri gizli vücudumun her bir zerresinde..İstediğin bu mu?İstediğini alınca o lanet olası sosyal çevrenin lime lime edeceği ruhum seni hiç mi acıtmayacak?Az bir düşün bencil necaset...

Aslında seninde bir suçun yok be necaset ne derdi ecnebi bu duruma ‘what will be,will be’…

Sen olacaklarını yaşadın ve bana biraz geç kaldın…Bense cahil cesaretiyle bir süre bu gecikmenin ifadesizliğine dem vurdum kendi çapımda…Oysa şuanda gerçek vicdan olarak karşımda..Anlarmısın ki sen?Hoş benimki de kör göze parmak…

Dedim ya suskunluğum,aldırmazlığım,kaçırdığım bakışmalarımız hep bundan ya necaset..yoksa öyle özledimki senin siyahını..

Dert vermeyide şifa sunmayıda bilen bu eller sıkışan bu kalp kendini necasete batırıp sana sunaklar sundu anlarsan kutsanmış hiçim benim…

Lanet et içine tükür hayatın haydi sende benim gibi söyle hak etmedimi s***** dünyası be necasetim,kutsanmış hiçim..

Söyle sevgilim,ölene kadar necasetim….





tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

11 Mart 2009 Çarşamba in

Uyarıcılar


Sınırların üzerinde dansetrmenin keyfidir şuanki ruh halimin sebebi..kendimle rahatlıkla oynayabilmemin getirdiği hapislik belkide...Özgürlüğün yapmayı istediğini o anda yapmak o anda yapmak olduğunu bilen benliğim aynı bilince kendini yoketmeyi içsel bir amaç edindiğini ulaşarak yapsa beni mutlu edecek meleğimden şeytanıma bütün aidiniyetim pamuk helvası kıvamına gelecek...
Acımı aşısı keşfedilmiş bir virüs benim için gelsin otursun başköşeme.Kapıyı gösterecek uyarıcılar olduktan sonra..peyoteler var nası olsa kanımdan alveol yerine boşalan hemoglobinimin ürettiği..Hemoglobin benim için üretir amphetomin,weckominleri...Methorin olacaktır bu gidişle yatacağım ilk ve son erkek...Acı ve gözyaşı blues ve speedle gider dayanır metabolizmamın üst sınırına..Yaşamanın dibine vurduğunu hissettinya çıkmaya ne diye çalışırsın tek korkun ölümmü senin zavallı şey...korkun yapılmayı bekleyenleri erkenden kaybetmek olmalıyken...



Çocukken geçecek denilen onun için mutsuz olduğum söylenen acıların geçmesini bekleyerek aptal bir inançla yaşadım senelerce..Gerçekten inandım birşeylerin değişeceğine...Bitecekti herşey 3-5 kuruşu söke söke toplayıp cebim para görünce,bana sahip olacak arkasında unutulacağım bir adama sahip olunca,kıvrımlarım ortaya çıkıp kadınlık nedir diye anladığım zaman düzelecekti...Oysa şuan neyin değiştiğini sorgulamaya cesaretim yok herşeyin aynı yablışlıkla sürdüğünü görünce......Bir evim var ama yaşamıyorum..Bir arabam var ama yapamıyorum astral seyehat..Bir işim var ama sadece karnımı doyuruyor oysa ya ruhum..ruhum aç...beni sürekli düşünen kasıntı cesaretsiz insanlar topluluğu var günün birinde kümeslerindeki tavuklardan biri olmamı arzulayan modern çağın mağra adamları var hayatımda...Değişen ne peki düzelen??Unutmanın tek yolu var etilen tek yol uyarıcılar...Öyleki uyuşturucumu yalamak istiyorum uyuşturucumu yutmak uyuşturucu varmı kafamı gömmek derime işlesin istiyorum ,yemek içmek,çekmek,yutmak,şırınga etmek...acı sökücüler onlar,iltihap misali..Şuan diyebilirim ki bir gün gelip arkada bırakacağım şey geçici bir çaresizlik değil anladımki tüm yaşamım böyle olacak...Ve sizde sanmayınki o en dipteki acıya bir gün ulaşabileceksiniz tüm o damarınıza girenlere rağmen..Hayır tabiki hayır o özdeki ağıttır her daim kanayandır kadim,kozmik bir acıdır...



tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

5 Mart 2009 Perşembe in

Be Hey Dürzü...


''turk milleti gariptir
her lafi kaldirmaz
ibne dersin kizar da
sikersin aldirmaz '' buda ayrı bir enstantene::Dbayıldığım..




tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''

1 Mart 2009 Pazar in

Sıkıntı çıplaklık ve eski nehirler


Yazmış olmak için yazmamak adına epey bekledim yazmadım..Hani bazen olurya tüm sanal ve gerçek sosyal sorumluluklarınızı bir kenara atıp kafanızı dinleme isteği içine pig noktasını n yerle açısı 88 derece ile çarparsınız dikliğin etkisi hem sizi hemde okuyucularınızı çarpar…Bakarsınız bakarlar ne çok şey olmuştur,değişen düşünceler anlatılmak istenenler ile içten şaşırırsınız siz ve onlar size kendinize ne kadar değişmişsinizdir…İşte öyle bir dönemden çıktım..Ne kimse ile konuşmak nede bir şeyler yazmak istiyordum..Çırıl çıplak kendimi seyretme dönemimdi...Belimdeki gamzelere bakma,sırtımdaki çizgiye ve beden ölçülerimi baştan çıkartıp ruhumun rahat edeceği büyüklükte bir kabir yaratma işlemiydi...Anlatılamayacak kadar ağır ve çok günahlar işledim sevaplarımsa bunların etkisinde kayboldu…Oysa diğer bir sebepten bahsetmiyorum bile değil mi?Artık kendimi açıklamak istediğim kimselerin önemi üzerinde düşünür oldum bu bloğu açma sebebim üzerinde değersizliği ve gözümdeki hiçliği üzerine madem o bir hiçti ee yazmanın kendimi anlatmaya çalışmanın benim dünyamda ne gibi bir ehemmiyeti olabilirdi..Genel hissizlik yine derin bir çöküntü yüreğimde..Ne zaman birinden hoşlansam ya evli çıkar ya gay talihsizliğine yeni bir madde ekliyorum yada ‘odun’(kaba kaçtıysa affola)..Tüm bunlardan ötürü ne onu kendime nede kendimi elime engel kıldım aldığım bu karar sonucunda yazma ve ifade sebebim duygu yoğunluğum olmalıydı bir hiç değil…


Bomboş geçiyor günlerim nefes almaya vakit bulamazken…Yanan yola oturmuş yüreğim birde içtiği yetmezmiş gibi alkol kusuyor..Yanmaya nekadar hevesli ahmaklar var…Nefret ettiğim tek bağımlılığın adı olan sigaraya bile başlasammı tereddütüne düştüysem durumum kötüdür...

Buaralar yanma istekleri kontrol altına alınamasada eskiler karşıma çıkıp beni mutlu ediyor hani ayrılıp bir türlü kopamadıklarımız kosmic mateler…Ne yapmalıyım? Fikir zerresine bile muhtacım bu konuda..Ama pişmanlıklar,gönül sızıları adı batsın hepsinin ‘canları köprüye’hani şu sırat denilen..Eğerki sular kesilirde aynı nehirlere olanca çıplaklığımla tekrar girmek zorunda kalırsam neden zorunluluk değil yeni bir nehir aramaktan yorulmak olan yanan bedenimi serinletmek için olacaktır ha Tanrı istediği için…

Bugüne kadar yaşadığım pişmanlıkları tercih eden bensem vicdanen huzur bulmayayım yok eğer yazıldığı gibi O’ysa bahsedilen öğütlenen adaletle yaşatılan haksızlığa eğilen boyunlarınlarımızı bir daha görmesi biraz zor olacaktır…Gelgelelim vicanım temiz…





tekvin bab1:'' ..ve rab insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.''
tekvin bab2:'' ..ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve rab adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı. ''